
cPNI Nedir?
KLİNİK – PSIKO- NÖRO- IMMUNOLOJİ c(PNI) EĞİTİMİ
Aktif Sağlıklı Yaşam Merkezi olarak senelerdir belirli bir konsept geliştirme hedefiyle planlı bir şekilde düzenlediğimiz uluslararası enstitü programları (OMT, OSTEOPATİ, KPM, FİZYOLOJİ) bünyesindeki ana temellerden birisi olan KLINIK PSİKO-NÖRO-İMMUNOLOJİ c(PNI) konseptinide sizlerle paylaşmaktan gururluyuz. Tüm dünyada son yıllarda hastaların tedavilerinde bütüncül- komplementer tedavi yaklaşımları ağırlık kazanmaya başlamıştır. Bunlar KOMLEKS veya KOMPLEMENTER TERAPİ’ler diye adlandırılmaktadır.Bu konuda çok fazla sayıda tıp hekimi ve az sayıda fizyoterapist çalışmaktadır. Kurum olarak ana hedefimiz mesleki bilgi ve becerileri daha da ileri götürerek fizyoterapistlere daha güncel ve bilimsel terapiler sunmaktır. Aktif Sağlıklı Yaşam Merkezi olarak meslektaşlarımızla birlikte dünyadaki bu gelişimden şimdiden ön safhada yer almak istiyoruz. Bu anlamda PNI içeriği ve bilimselliği ile son yıllarda sağlık alanında ilk sıraya oturmuştur. Türkiye’de ilk defa Klinik Psiko-Nöro-Immunoloji eğitimini hekimlerin yanında fizyoterapistlerinde alabiliyor olmasından son derece mutluyuz. Fizyoterapi tedavilerinin başarılı olmasının koşullarından biri olan Beslenme-psikoloji-immunoloji etkileşimini anlamak ve uygulamak iyileşme sürecinin olmazsa olmaz değerlerindendir. Hastaları ve hastalıkları daha komplex bir sistem içerisinde bulgulandırmak, bu bulguları bilimsel anlamda yorumlamak, biokimya ve epigenetik gelişim açısından değerlendirmek c(PNI) eğitiminin bizlere kazandırdığı önemli bilgilerdendir. Fizyoterapistler olarak bizler de bu alanda çalışabilmekte ve hastalara ve sosyal sigorta kurumlarına çok büyük faydalar sağlayabilmekteyiz. Bu açıdan Avrupa’nın alandaki en iyi eğitimcilerini ülkemize getirmekten son derece mutluyuz. Umuyoruz ki, Türkiye’de hekimler yanında fizyoterapistler de bu alanda kendilerine dünyada olduğu gibi bir yer kazanırlar.
KLİNİK ORYANTASYONLU PSİKO-NÖRO-İMMUNOLOJİ EĞİTİMİ İÇERİĞİ
Klinik psiko-nöro-immünoloji- tam olarak nedir? Tüm vücudumuz bir ağdır, tüm organlar birbirleriyle sürekli iletişim halinde çalışır ve bu nedenle sürekli olarak özellikle ruh, sinir sistemi ve bağışıklık sisteminin etkisine maruz kalırız: Beyin, sinir ve hormon bağlantıları aracılığıyla vücudun geri kalanıyla iletişim kurar ve onun üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Düşünme ve hissetme gibi insani özellikler uzun bir zaman diliminde evrimleşmiştir. Bağışıklık sistemimiz de milyonlarca yıl içinde, örneğin bizi bakterilerden ve virüslerden koruyacak şekilde gelişmiştir. Bununla birlikte, modern yaşam tarzları bize farklı, yeni zorluklar sunar ve fiziksel ve zihinsel niteliklerimiz bu talepleri karşılamak için her zaman tam olarak uygun değildir. Tüm bunların sağlığımız ve refahımız üzerinde büyük bir etkisi vardır. Robert Ader (psikolog), Nicholas Cohen (immünolog) ve David Felten (nörolog) geçen yüzyılda ruh, sinir sistemi ve bağışıklık sisteminin karşılıklı etkisine işaret eden ilk bilim insanlarıdır ve bu nedenle psikonöro-immünolojinin kurucuları olarak kabul edilirler. Geçen süre zarfında bu bilim muazzam bir ilerleme kaydetmiş ve tıpkı çevremizle etkileşim içinde olduğumuz gibi vücudumuzun tüm sistemleri arasında da etkileşimler olduğu açıkça kanıtlanmıştır. Bu nedenle Klinik psiko-nöro-immünoloji, eğer bu isim tamamen telaffuz edilemez olmasaydı, psiko-nöroendokrino-sosyo-muskulo-immünoloji olarak da adlandırılabilirdi. C(PNI), tüm vücut sistemlerinin birbiriyle ilişkili bir şekilde işleyişiyle ilgilenir. Klinik PNI öncelikle PNI bilgisinin günlük pratikte uygulanması ile ilgilidir. Klinik PNI’nin kurucusu, PNI Avrupa’nın Bilimsel Direktörü Dr. Leo Pruimboom’dur. Klinik PNI, bu nedenle bilimin hasta yararına pratik terapötik uygulamasıdır. Etki mekanizmaları Bir bilim olarak klinik PNI, etki mekanizmaları bilgisine, epidemiyolojik verilere, in-vitro ve in-vivo çalışmalara ve varsa insanlar üzerinde yapılan klinik araştırmalara dayanır. Bu bilgi ve gerçeklerin birleşimi daha sonra bilimsel sonuçlara dayalı pratik klinik modellere dönüştürülür. Teşhis ve teşhis verilerini yorumlama becerisi, cPNI’nin önemli yetkinliklerindendir ve doğru tedavi seçimi için gereklidir. Yine bir örnekle başlayalım: Hiper geçirgen bağırsağın etki mekanizması; İlk bakışta kalın bağırsağımız aslında sadece bir fermantasyon ve su emme organıdır. Ama aynı zamanda bilgi de emer ve bazılarını da serbest bırakır. Bu da daha önce varsayıldığı gibi- kesinlikle geçirimsiz olmadığı, ancak kendini geçirgen hale getirebileceği anlamına gelir. Ve sorun da tam olarak budur: çünkü bu geçirgenlik kalıcı bir durum haline gelirse, bağırsaklarımız çevreden çok fazla madde emer. Bu da bağırsak hiperpermeabilite sendromu olarak bilinen durumla sonuçlanır. Bu da bağışıklık sistemimizi harekete geçirebilir… Sızdıran bağırsaklar artık sanayileşmiş ülkelerde ortaya çıkan kronik hastalıkların (örneğin depresyon, tiroid hastalığı ve diyabet) çoğunun nedenlerinden biri olarak kabul edilmektedir Bir şey yapılabilir mi? Evet, ancak bunun için iyi bir teşhis gerekir. Yine de burada birkaç beslenme ipucu verebiliriz: Besin fonksiyonu Kuruyemişler Kümes hayvanları Balık Mantarlar sebzeler (fermente) Elma – Yeşil çay Yosun Bağırsak hücreleri için protein tedarikçisi, yağ tedarikçisi, D vitamini tedarikçisi, sağlıklı lifler, bağırsak florasının desteklenmesi, önemli antioksidanlar, önemli çinko kaynağı. Tekrar iyileşmek istiyorsak, her zaman yediğimiz şeyleri yemeli, her zaman hareket ettiğimiz gibi hareket etmeli ve her zaman davrandığımız gibi davranmalıyız.” (Dr. Leo Pruimboom) Bir hastalığın filmleri Bir hastalığın belirtisi bir durum gibidir. Bu durum değişebilir, tıpkı bir semptomun farklı bir durumu gösterecek şekilde değişebileceği gibi. Semptomlar fotoğraflara ya da resimlere benzetilebilir. Kronik bir hastalığın seyrinde, bu semptomlardan bazıları kalır ve bazıları tekrar kaybolabilir. Bu ilerleme bir filmle karşılaştırılabilir, çünkü bir gelişimi gösterir. Dolayısıyla bir hastalığın filmi, mevcut tüm semptomlar ve etkileyen faktörlerle birlikte nedenlerin gelişimidir. Depresyon için olası hastalık filmi burada örnek olarak gösterilmiştir. Bireysel adımlar, klinik PNI’nin anamnez konseptinde içerik ve yoğunluk açısından analiz edilir ve ardından hastayla birlikte bir çözüm stratejisi oluşturulur.
BİR HASTALIĞIN FİLMLERİ
Bir hastalığın belirtisi bir durum gibidir. Bu durum değişebilir, tıpkı bir semptomun farklı bir durumu gösterecek şekilde değişebileceği gibi. Semptomlar fotoğraflara ya da resimlere benzetilebilir. Kronik bir hastalığın seyrinde, bu semptomlardan bazıları kalır ve bazıları tekrar kaybolabilir. Bu ilerleme bir filmle karşılaştırılabilir, çünkü bir gelişimi gösterir. Dolayısıyla bir hastalığın filmi, mevcut tüm semptomlar ve etkileyen faktörlerle birlikte nedenlerin gelişimidir. Depresyon için olası hastalık filmi burada örnek olarak gösterilmiştir. Bireysel adımlar, klinik PNI’nin anamnez konseptinde içerik ve yoğunluk açısından analiz edilir ve ardından hastayla birlikte bir çözüm stratejisi oluşturulur.